Eğer sizde bir konuda rahatsızsanız ve haklı olduğunuzu düşündüğünüz bu davada bir kampanya, proje başlaştıysanız bize ulaşın, bizi bilgilendirin sizin sesinizi daha çok kişiye duyuralım...
Desteklediğimiz Sosyal Projeleri Görmek İçin Tıklayınız
Proje: #DonörOlCanVer
Lösemili Çocuklar Neden Ölüyor? Bütçe ve Donör Sayısı Neden Yetersiz? Bilgilendirme Amaçlı Yazmışlar.
Lösemili Çocuklar Neden Ölüyor? Bütçe ve Donör Sayısı Neden Yetersiz? Bilgilendirme Amaçlı Yazmışlar.
#DonörOlCanVer https://t.co/BTwagzZmkl
— ECZUN (@eczun) 29 Mart 2014
#DonörOlCanVer https://t.co/p8EQWztS6B
Burada #ilikBankası Yok Nasıl? #GönüllüDonör Olacam Demeyin!
Tıklayın Öğrenin=>http://t.co/8bNPUByyoV
— ECZUN (@eczun) 30 Mart 2014
![]() |
Acil Olarak İlik Bekleyen Kanatsız Meleklerimiz |
Merhaba Yurdumun insanı malumunuz bir çok yavrumuz ilik nakli için bekliyor ve çok az sayılı günleri var, tek umutları sizsiniz!!! size ayrıntılarıyla GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI nasıl olunur onu anlatacam.
GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI olmak için şehrinizde bir GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI kan örneği alan sağlık kuruluşuna yada ilik bankası olmasına gerek yok yazımın tamamını okursanız çokda zor olmadığını göreceksiniz. Korkulacak Birşey Yok Sadece Amerikada Yılda 20.000 Kişiye kök hücre Nakli Yapılıyor ve Bağış Yapanlarda Ciddi Bir Rahatsızlık Görülmemiş.
Ayrıntılara http://www.kokhucrebagisla.com Ulaşabilir ve korkacak birşey olmadığını görebilirsiniz. Ayrıca istediğiniz zaman kök hücre bağışcısı olmaktan vazgeçebilirsiniz. Hatta ve hatta alıcıyla uyumunuz sağlansa hatta ve hatta sizden kök hücre dokusu almak için operasyona 1 saniye bile kalsa masadan kalkıp ben vazgeçtim deme hakkınız Var!!!
Fakat "Unutma Sen Gönüllü Bağışlayıcı Olmadığın İçin Nice Yavrucaklar Ölüyor"
İnanın Bana O yavrucakların çektikleri acıları görseniz bırakın Bir Tüp Kanı onları gördükten sonra Kalbinizi Söküp Verin Deseler Verirsiniz, Hele Yavruları gözleri önünde Can Çekiştirip Ölmek Üzere Olan Anneleri Baları Görmek İstemezsiniz Acılara Dünyaya Sığmayacak Kadar Büyük Hadi Sende GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI Ol Ve Nice Yavrucaklara Hayat Ver Analar Ağlamasın...
"DUYARSIZLIK CİNAYETTİR SENDE GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OL YAVRUCAKLAR ÖLMESİN ANALAR AĞLAMASIN"
Şehir Dışından GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI Olmak İçin Yapılması Gerekenler
1) http://www.kokhucrebagisla.com adresine Giriniz alttaki fotoda Kırmızı Halka İçine Aldığım "Gönüllü Verici Kaydı" Sekmesine Tıklayınız...
2) Açılan Yeni Pencerede Karşımıza İki Seçenek Çıkıyor Ana Menüde Biz Birinci Olanı, Aşağıdaki Fotoda Kırmızı Halka İçinde Gösterilen "Kök Hücre ve Kemik İliği Bağışı İçin Onam ve Başvuru Formu" sekmesine tıklıyoruz...
3) Açılan yeni pencerede "Kök Hücre ve Kemik İliği Bağışı İçin Onam Formu" yazan metni okuyunuz ve Aşağıdaki Fotoda kırmızı halka içine alınan onay kutusunu gönüllü olmaya niyetliyseniz işaretleyiniz...
4) Daha Sonra Açılan Pencerede Karşınıza Aşağıdaki fotoda yer alan "Gönüllü Verici Kayıt Formu" Çıkıyor bu forma mutlaka doğru bilgileri yazınız bağış bekleyen hastalarımız için hayati önem taşıyor!!! Daha Sonra Kaydet Butonuna Tıklayınız Tamamdır...
Dip NOT: Bu formu doldururken E-Posta kısmına bu formu doldurduktan sonra hemen ulaşabileceğiniz ve sürekli kullandığınız sağlam bir e-posta adresinizi yazmanızda fayda var çünkü bu formu doldurur doldurmaz size göndereceğiniz kan örneğinin üzerine yazmanız gereken "Ön Başvuru Numaranızı" ve Gönüllü Olduğunuza Dair Bilgilerin Bir Çıktısını Almanız İçin Bağlantı (URL) gönderilecek Ayrıca Bu E-postanın içinde başvuruyu yaptıktan sonra kan örneğinizi göndermek için yapmanız gereken talimatların ayrıntılı bir anlatımının bağlantısı varki onuda bir sonraki maddede okuyacak ve göreceksiniz...
5) Şimdi Forma Yazdığınız E-Posta adresinizi açınız ve gelen kutunuzu kontrol ediniz. Zaten Hemen Gözünüze Çarpar "tran.gvm@ankara.edu.tr" e-posta adresinden gelen "Gönüllü Verici Merkezi Başvuru Bilgilendirmesi" Konu başlığı adında bir e-posta göreceksiniz onu açın ve açtığınızda aşağıdaki gibi bir e-posta Göreceksiniz...
Dip NOT: Lütfen e-postada size verilen "Ön Başvuru Numarası" nı saklayınız tabi bu e-postayıda silmeyiniz hatta arşivleyiniz zaten "Ön Başvuru Numarası" nı Göndereceğiniz Kan dolu tüpün üstüne yazacağınız için Önemi Çok Büyük!!!
5a) Eğer 5A ile sembolize ettiğim sekmeye yani "Başvuru Sonrasında Yapılması Gerekenler" sekmesine tıkladığınızda buraya kadar başarılıydınız şimdi kanınızı hangi şartlarda nerede aldırıp hangi şartlarda göndermeniz gerektiğini açıklayan bir talimat listesi göreceksiniz Lütfen Dikkatle Okuyunuz gerekli hassasiyeti gösteriniz özellikle Kan örneğinizi Cuma, Cumartesi ve Pazar göndermemeye dikkat ediniz sebebi ise bu günlere denk gelen kargolar tatillere isabet ettiğinden geç ulaşıyorki kan örneği ne kadar erken ulaşırsa Uzmanların doğru sonuç almasıda o kadar yükseliyor ayrıca ben Üniversiteyle konustum PTT Kargoyu tercih etmeyiniz geç gönderiyorlar biz Yurtiçi kargoyla anlaşmalıyız mümkünse Yurtiçi kargoyla gönderiniz dediler (Yurtiçi Kargo babamın oğlu değil bana söyleneni söylüyorum arkadaşlar)
5B) Eğer 5B ile sembolize ettiğim sekmeye yani "Formunuzu Buraya Tıklayarak Yazdırabilirsiniz" sekmesine tıklarsanız Aşağıdaki Fotodaki Gibi Doldurduğunuz Formun Bir Nushası Çıkıyor Bu Sayfanın En üstünde Okla vurguladığım yerde yazdır butonu var yazdırmak zorunlumu bilmiyorum ama ben yinede yazdırdım ve 2 kez yazdırdım birini kendim saklayacam diğerinide kesik çizgili Dikdörtgen içinde vurgulanmış imza yerine imzamı atıp kargoya kanı verirken onuda verecem gönderecem ikisi bir arada. Site o konuda bir açıklama yapmamış ama bence iki çıktı alıp birini saklamak ve diğerinide imzalayıp göndermek işimizi ve bağış bekleyenlerin yaşama ihtimalini şansa bırakmamak olur yetkililer gözden kaçırmış olabilir ben öyle yapıyorum isterseniz sizde yapın...
Ben Geniş Ve Kapsamlı Olarak Detaylarıyla Size Anlatmaya Çalıştım Yinede Eğer Anlamadığınız Takıldığınız Bir Konu Olursa Kök Hücre ve Kemik İliği Bağışı ile ilgili Ankara Üniversitesi biriminin telefonları bunlar (312) 508 24 40 (312) 508 24 44 arayın yardımcı olsunlar bilgi isteyin...
Arkadaşlar Bunları Yapıb Gönüllü Bağışçı Olmayı Düşünüyorsanız Allah Razı Olsun Cümleten Duacınızız Fakat Küçük Bir İyilik Daha İsteyecez Özellikle Twitter Başta Olmak Üzere http://twitter.com ve http://facebook.com sitelerinde Şu Tag'a "
"DUYARSIZLIK CİNAYETTİR SENDE GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OL YAVRUCAKLAR ÖLMESİN ANALAR AĞLAMASIN"
Ayrıca Kurban Bağışlarınızı Löseve Yaparak'da Kanser Hastası Bakıma Muhtaç Çocuklarımıza Can Olabilirsiniz Kanatsız Meleklerimiz Size Muhtaç!!!
http://losev.org.tr Sitesinden Kurban Bağışlarınızı LÖSEV'e Yapabilirsiniz imkanınız varsa mutlaka maddi bağış yapın kanser hastası çocukların umudu olun. Ayrıca Özellikle
Twitter Başta Olmak Üzere http://twitter.com ve http://facebook.com
sitelerinde Şu iki Tag'a yüklenerek destek vererek paylaşımlarınıza bu
taglarıda "#LOSEV" "#KüsuratlarınızLÖSEVe" yazarak ilave ederek paylaşırsanız emin olun Türkiye başta
olmak üzere Dünya'da Bir çok Yardım Sever Müslim ve Gayri Müslim insanın ilgisini Bu Bağış kampanyasına Çekerek Kanser Hastası Çocuklarımıza Can Olabilirsiniz Alacağınız Sevaplar Bir Yanada Kurtaracağınız Canlara Paha Biçilemez Şimdiden Allah Hepinizden Razı Olsun...
Lösevi Yakından Tanımak İsterseniz Ne İş Yapıyor Bu İnsanlar Diyorsanız Aşağıdaki Resimde LOSEV'in Resmi Kurumsal Hesapları Mevcuttur Üşenmeyin İnceleyin Kimsenin Zamanı Çocuklarımızdan Değerli Olamaz...
Bağışımı Neden LÖSEV'e Yapayimki mi? Diyorsunuz Bir Dakkanızı Ayırıp Fotodaki Metni Okuyunuz Lütfen...
ECZUN
Proje: #FukusimaDersOlsun #EnerjimizTemizOlsun
#Greenpeace'den 1Yeni Mesajınız Var. Destek OL <<<http://t.co/aH0UVDFZ8F>>> #FukusimaDersOlsun #EnerjimizTemizOlsun https://t.co/msvZVspFRR
— ECZUN (@eczun) 29 Mart 2014
Önümüzdeki günler dolu dolu geçecek. Fukuşima nükleer felaketinin üçüncü yılına gelirken, Türkiye’nin pek çok yerinde ve sosyal medyada “Fukuşima ders olsun, enerjimiz temiz olsun.” diyeceğiz.
Bahsedeceğim etkinliklerin seni de ilgilendireceğini hatta katılmak isteyebileceğini düşünüyorum. Yani, katılabilirsen bizi çok mutlu edersin : )
1- Fotoğrafını paylaş
Buradan bir el pankartı seçip, fotoğrafını çekip Çevre Bakanı @idrisgulluce’ye #FukusimaDersOlsun #EnerjimizTemizOlsun hashtagleriyle yollayabilirsin.
2- Arkadaşlarını çağır
Mümkün olduğunca çok insanı Facebook’tan ve Twitter’dan kampanyamıza katılmaya davet edebilirsin.
3- Etkinliklere katıl
Bu yıl, Mersin’de, Sinop’ta, İstanbul’da, Eskişehir’de, İzmir’de ve Ankara’da Fukuşima’yı hep beraber analım. Dört gün boyunca sürecek etkinliklerimizin, şehirlerini saatlerini ve detaylarını bulabileceğin bağlantılar, hemen aşağıda.
• 9 Mart Pazar günü 14.00-17.00 arası İstanbul, Kadıköy’deyiz. Hem de güneş ve rüzgar türbini kostümlerimizle! (Bizi o halimizle görmelisin)
https://www.facebook.com/
• 11 Mart Salı günü, yani Fukuşima’da felaketin yaşandığı gün, Mersin’deyiz. Saat 15.00’te yenilenebilir enerjiyle çalışan dev bir pankart açacağız.
https://www.facebook.com/
Ayrıca nükleere karşı pedal çevireceğiz. Bisikletlerimizi süsleyecek ve temiz enerji için tüm enerjimizle pedala basacağız.
• 8 Mart Cumartesi Eskişehir’de Espark’ta buluşuyoruz. Saat 12.30’da: https://www.facebook.com/
• 9 Mart Pazar günü saat 11.30’da bisikletlerimizle İzmir’de Cumhuriyet Meydanı’ndayız: https://www.facebook.com/
• 9 Mart Pazar günü Ankara Kuğulu Park’tayız. Saat 11.00’da buluşuyoruz: https://www.facebook.com/
Umuyorum, tüm etkinlikler, bir araya gelecek yüzlerce kişi, Fukuşima’da yaşananların Türkiye’de de yaşanmaması için bir başlangıç olur.
Umuyorum, Mersin’in, Sinop’un yollarında bizi dev nükleer bacalar değil; rüzgar türbinleri, güneş panelleri karşılar. Rüzgar ve güneş zengini ülkemiz, enerji politikalarında tüm dünyanın örnek alacağı, takipçisi olacağı başlangıçlar yapar.
Sen de bize katılıp, umudumuzu artırır mısın?
Görüşmek üzere.
Hilal Atıcı
Başka neler yapabilirsin?
Facebook'ta bizimle arkadaş ol
Twitterda bizi takip et
Maddi destek ver
Merhaba Bu Çağrımıza Kulak Verip Bu Yazıyı Okumak Üzere Olan Duyarlı Dava İnsanı,
Geçtiğimiz hafta, dünyanın 14 ülkesinden 70 eylemciyle beraber, Fransa'nın en yaşlı nükleer santrali Fessenheim'ı işgal ettik! Fransa için, dünyanın nükleere en çok bel bağlamış ülkesi desek yeridir. Üretimdeki 58 reaktörüyle Avrupa'nın en tehlikeli coğrafyası olduğuysa kesin. Yenilenebilir enerji üretimini destekleyip, nükleer santrallerini tek tek kapatan Almanya'dan komşusuna muzip bir uyarı gibiydi yaptığımız eylem. Geleceğimiz için enerjide kolaya kaçma hakkımız yok. Dünyayı bulduğumuz gibi bırakmamız gerekiyor, bu yüzden Akkuyu'daki nükleer santral inşaatına karşı yaptığımız kampanyayı arkadaşlarınla paylaşır mısın?
Çünkü nükleer santrallerin inşaatından üretimine, atığından sökümüne
kadar her aşaması ayrı bir bela. Hele ki deprem kuşağında bu tehlikeler
iyice öngörülemez bir hal alıyor. Unutma ki bu teknoloji milyonlarca insanı bir anda katledebilmek için geliştirildi. Rosatom'un Akkuyu'da kullanmayı planladığı teknolojinin daha önce denenmemiş olduğunu da unutmayalım. Akdeniz'i riske atmamak için, arkadaşlarını da bir imza vermeye çağır!
18 Mart Salı günü, sabaha karşı tulumlarımızı giyip, koşumlarımızı kuşandık ve yola çıktık. Tam dış çitlerden içeri gireceğimiz sırada bir polis arabası önümüzü kesti ve inmek zorunda kaldık. İki memurun 15-20 gönüllüyü durdurması mümkün değildi tabii, sıktıkları biber gazı da fena anılar çağrıştırmadı. Şafak söküyordu.
Rayların üzerinden gözümü açabildiğimce, seke seke geçtim ve bir sonraki
engele vardığımızda kamyonumuzu görünce çok rahatladım. Arkasındaki konteynere bir köprü gizlenmişti, iplerinden çekince açılıyordu!
Elektrikli telleri bu köprünün üzerinden geçerek rahatça aştık ve
ucunda asılı merdivenden inerek basmamamız gereken bir yere ayak bastık.
Ren Nehri'nin kenarında, 38 yaşındaki ikiz reaktörlerin uğultusunu artık duyuyorduk. Bir atom tesisinin, madde yorgunluğu sebebiyle, 40 yaşını aştıktan sonra kapatılması gerekir. Çünkü bu reaktörlerin içinde yüzlerce ton su 300 dereceye kadar ısıtılır, ama bir litre suyu bir derece ısıtacak radyasyon, insan hayatını o an almaya yeter. Üstelik, deprem kuşağındaki Fessenheim Nükleer Santrali'nin 100 km çevresinde 7 milyondan fazla insan yaşıyor. Çevre halkı, o akşam bizi desteklemek için eylemler düzenledi!
"Avrupa'yı riske atmayı bırak!" (Stop risking Europe) yazan 14'e 14 metrelik pankartımız açıldığında güneş daha doğmamıştı ama hava iyice aydınlanmıştı. Eylemin en eğlenceli anısı -sonradan dinledim- bir arkadaşın reaktörün çatısındaki dahili telefondan santrale pizza siparişi vermesiydi. Polislerin sayısı da iyice artmıştı artık. Bir helikopter bütün sabah boyunca reaktörün çatısına komando taşıdı, ipin ucunda geçiyorlardı önümüzden. Saatler sonra çoğumuz yakalanıp, çevredeki polis merkezlerine dağıtılmıştık.
Gözaltında bana misafir gibi davrandılar. Karakollarda ikişer hücre vardı, dolayısıyla gözaltına alınan 57 eylemciden biri tek başına kalmak zorundaydı. O da bendim. Kodes havasızdı ve verdikleri battaniye oldukça pisti, ama şansıma karakoldaki memurlar bizim kafadalardı. Yanıbaşlarındaki tehlikenin farkındaydılar ve resmen suçlu olmamıza rağmen mücadelemizi haklı buluyorlardı. O kadar ki, bir ara şakayla karışık "şampiyon" diye seslendiler bana. Bütün gazetelerde, televizyonda birinci haberdik. İki gün sonra Avrupa Birliği Zirvesi'nde yapılacak enerji planları için başkanların dikkatini çekmeyi başarmıştık.
Şimdi sıra Sinop ve Akkuyu için planlanan santrallerde. Sinop'taki arazi orman statüsünden çıkarıldı, Mersin'deki inşaat ise başladı bile. Gerçek anlamıyla sorumluluk alan yok; projedeki acil eylem planı, santralin sadece 50 km çevresini kapsıyor. Atıkların Rusya'ya taşınması sırasında Ege'deki adalardan, Boğazlar'dan geçişi ise apayrı bir tehlike. Reaktörü soğuturken Akdeniz'in sularını ısıtacak bu projenin o koylardaki doğal hayatı tehlikeye atmasına nasıl bir vicdan sessiz kalabilir?
Eğer bugün bu kampanyayı yaygınlaştırmazsak, yıllar sonra çocuklarımızın hayatını tehlikeye atmanın sorumluluğunu yüklenmiş oluruz. Henüz zaman varken bu kampanyayı paylaşmak, yarın o reaktörün tepesine çıkıp pankart asmaktan iyidir.
Barışın egemen olduğu bir dünya dileğiyle.
Yakup Çetinkaya
Web Yazılımcısı ve Eylemci
Facebook'ta bizimle arkadaş ol
Twitterda bizi takip et
Maddi destek ver
Merhaba Bu Çağrımıza Kulak Verip Bu Yazıyı Okumak Üzere Olan Duyarlı Dava İnsanı,
Geçtiğimiz hafta, dünyanın 14 ülkesinden 70 eylemciyle beraber, Fransa'nın en yaşlı nükleer santrali Fessenheim'ı işgal ettik! Fransa için, dünyanın nükleere en çok bel bağlamış ülkesi desek yeridir. Üretimdeki 58 reaktörüyle Avrupa'nın en tehlikeli coğrafyası olduğuysa kesin. Yenilenebilir enerji üretimini destekleyip, nükleer santrallerini tek tek kapatan Almanya'dan komşusuna muzip bir uyarı gibiydi yaptığımız eylem. Geleceğimiz için enerjide kolaya kaçma hakkımız yok. Dünyayı bulduğumuz gibi bırakmamız gerekiyor, bu yüzden Akkuyu'daki nükleer santral inşaatına karşı yaptığımız kampanyayı arkadaşlarınla paylaşır mısın?
18 Mart Salı günü, sabaha karşı tulumlarımızı giyip, koşumlarımızı kuşandık ve yola çıktık. Tam dış çitlerden içeri gireceğimiz sırada bir polis arabası önümüzü kesti ve inmek zorunda kaldık. İki memurun 15-20 gönüllüyü durdurması mümkün değildi tabii, sıktıkları biber gazı da fena anılar çağrıştırmadı. Şafak söküyordu.
Ren Nehri'nin kenarında, 38 yaşındaki ikiz reaktörlerin uğultusunu artık duyuyorduk. Bir atom tesisinin, madde yorgunluğu sebebiyle, 40 yaşını aştıktan sonra kapatılması gerekir. Çünkü bu reaktörlerin içinde yüzlerce ton su 300 dereceye kadar ısıtılır, ama bir litre suyu bir derece ısıtacak radyasyon, insan hayatını o an almaya yeter. Üstelik, deprem kuşağındaki Fessenheim Nükleer Santrali'nin 100 km çevresinde 7 milyondan fazla insan yaşıyor. Çevre halkı, o akşam bizi desteklemek için eylemler düzenledi!
"Avrupa'yı riske atmayı bırak!" (Stop risking Europe) yazan 14'e 14 metrelik pankartımız açıldığında güneş daha doğmamıştı ama hava iyice aydınlanmıştı. Eylemin en eğlenceli anısı -sonradan dinledim- bir arkadaşın reaktörün çatısındaki dahili telefondan santrale pizza siparişi vermesiydi. Polislerin sayısı da iyice artmıştı artık. Bir helikopter bütün sabah boyunca reaktörün çatısına komando taşıdı, ipin ucunda geçiyorlardı önümüzden. Saatler sonra çoğumuz yakalanıp, çevredeki polis merkezlerine dağıtılmıştık.
Gözaltında bana misafir gibi davrandılar. Karakollarda ikişer hücre vardı, dolayısıyla gözaltına alınan 57 eylemciden biri tek başına kalmak zorundaydı. O da bendim. Kodes havasızdı ve verdikleri battaniye oldukça pisti, ama şansıma karakoldaki memurlar bizim kafadalardı. Yanıbaşlarındaki tehlikenin farkındaydılar ve resmen suçlu olmamıza rağmen mücadelemizi haklı buluyorlardı. O kadar ki, bir ara şakayla karışık "şampiyon" diye seslendiler bana. Bütün gazetelerde, televizyonda birinci haberdik. İki gün sonra Avrupa Birliği Zirvesi'nde yapılacak enerji planları için başkanların dikkatini çekmeyi başarmıştık.
Şimdi sıra Sinop ve Akkuyu için planlanan santrallerde. Sinop'taki arazi orman statüsünden çıkarıldı, Mersin'deki inşaat ise başladı bile. Gerçek anlamıyla sorumluluk alan yok; projedeki acil eylem planı, santralin sadece 50 km çevresini kapsıyor. Atıkların Rusya'ya taşınması sırasında Ege'deki adalardan, Boğazlar'dan geçişi ise apayrı bir tehlike. Reaktörü soğuturken Akdeniz'in sularını ısıtacak bu projenin o koylardaki doğal hayatı tehlikeye atmasına nasıl bir vicdan sessiz kalabilir?
Eğer bugün bu kampanyayı yaygınlaştırmazsak, yıllar sonra çocuklarımızın hayatını tehlikeye atmanın sorumluluğunu yüklenmiş oluruz. Henüz zaman varken bu kampanyayı paylaşmak, yarın o reaktörün tepesine çıkıp pankart asmaktan iyidir.
Barışın egemen olduğu bir dünya dileğiyle.
Yakup Çetinkaya
Web Yazılımcısı ve Eylemci
ECZUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder